Ülkemizde her gün yaşanan kazalar, kimi zaman ölümle sonuçlanan trajedilere yol açıyor. Son olarak, bir ailenin hayatını değiştiren bir kaza, mahkeme süreciyle birlikte yeniden gündeme geldi. Acılı aile, trafik kazasında hayatını kaybeden sevdiklerinin anısına duyduğu özlemi, mahkeme kararının ardından yaptığı açıklamalarla dile getirdi. “Kanadımız kırıldı” sözleri, ailenin ne denli zor bir dönemden geçtiğinin açık bir ifadesi. Mahkeme tarafından verilen karar, kazanın nedenine ve sorumlularına ilişkin soruları da beraberinde getirdi.
Kaza, geçtiğimiz yıl Şubat ayında, bir şehirlerarası karayolunda gerçekleşti. Aile, tatil dönemi için yola çıkmıştı. Ancak, beklenmedik bir hız kesen aracın ani manevrası sonucunda, diğer araçla çarpıştı. Araçta bulunan dört kişi hayatını kaybetti. Bu kayıplar, ailenin dinamiklerini köklü bir şekilde sarstı. Mahkeme süreci, kazanın ardından başlatıldı ve uzun süren davanın nihayetinde, mahkemenin verdiği karar, aile için yeni bir yarayı daha açtı.
Aile, mahkeme sürecinin başında yaşadıkları kaybın bir nebze olsun telafi edileceğini umuyordu. Ancak, mahkemeden gelen son dakika kararı, tüm umutlarını yok etti. Çocuklarının, eşlerinin ve kardeşlerinin yokluğuna ek olarak, adaletin yerini bulmadığı düşüncesiyle sarsıldılar. Bu karar, sadece maddi bir tazminatla sınırlı kalmadığı gibi, aile bireylerinin duygusal yükünü ağırlaştırdı. “Onlar bizim canımızdı, kanadımız kırıldı” diyerek duydukları derin acıyı açıkça ifade ettiler.
Mahkeme, kazanın sorumlusunu belirlemek için geniş bir inceleme yaptı. Ancak verilen karar, beklenenin aksine, sorumluluğun tam olarak belirlenmediği yönündeydi. Aile, bu durumu adaletin sağlanmaması olarak nitelendiriyor. Zira, yaşanan kazada yasal bir ihmal veya dikkatsizlik tespit edilemediği için, mahkeme tam olarak bir ceza veya zarar tazminatı uygulayamadı. Aile, bu durumdan dolayı son derece hayal kırıklığına uğradı ve "Gözlük takmamış birinin dikkatsizlik yaptığı söyleniyor. Ama biz, kaybımızı neyle telafi edeceğiz?” diyerek sitemde bulundular.
Bunun üzerine, aile avukatları, mahkemenin kararını temyiz etmek için çalışmalara başladılar. Aile, yaşadıkları acının yanı sıra, diğer ailelerin benzer durumda kalmamaları için de mücadele edeceklerini belirtti. “Bizim için tek bir çözüm var; o da adalet” diyerek yaşadıkları travmanın yalnızca kendilerine değil, aynı zamanda toplumda da bilinçlenmeye yol açmasını istiyorlar. Tüm bunların yanı sıra, yaşanan bu kaza sonrası, trafik güvenliği konusunda tartışmalar da yeniden alevlendi. Uzmanlar, benzer kazaların önüne geçmek için çeşitli önlemler alınması gerektiğine vurgu yaparken, aile de bu konunun üzerinde duruyor. “Artık kimse bizim yaşadığımız acıyı yaşamasın” diyen aile bireyleri, yaşanan olaydan ders alınmasını talep ediyorlar.
Özetlemek gerekirse, cinayet gibi bir kaza sonucunda kaybedilen hayatlar, zamanla geçmesi beklenen bir acı değil; tam tersine, acının derinliği ve adalet arayışı aileyi her gün yeni bir mücadele vermeye itiyor. Aile, kazaya sebep olan kişilerin en azından özür dilemesini beklediklerini, bunun yapılmadığı takdirde, karşılarındaki insani duyarsızlığın karşısında duracaklarından emin olduklarını belirtti.
Trafik kazaları, sadece bireyler ve aileler üzerinde değil, toplum üzerinde de derin etkiler bırakıyor. Bu tür olayların önüne geçebilmek için herkesin sorumluluk alması gerektiğini düşünen aile, yaşanan üzücü durumu daha geniş bir kesimle paylaşarak farkındalık yaratmaya çalışacak. “Biz adalet istemekte kararlıyız, bir gün mutlaka bu yaşananların hesabı sorulacak” diyerek umutlarını koruduklarını ifade ettiler.