Son günlerde Türkiye’nin farklı şehirlerinde artan şiddet olayları, toplumda büyük bir endişeye yol açarken, bir grup genç tarafından gerçekleştirilen şok edici bir saldırı, olayın boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi. 'Abinin selamı var' ifadesiyle başlayan saldırı, etek giydirilerek ve darp edilerek devam etti. Bu trajik olay birçok soruyu gündeme getirirken, gençlerin sokaktaki güvenliğini de sorgulatıyor.
Olayın baş kahramanları olan gençler, yaşadıkları anları anlattıklarında, saldırının ne denli planlı bir şekilde gerçekleştirildiğini gözler önüne serdiler. Olay, akşam saatlerinde bir grup gencin buluştuğu bir bölgede gerçekleşti. Saldırganların, tanımadıkları iki genci hedef alarak 'Abinin selamı var' demesiyle, gençler hiç beklemediği bir durumla karşılaştılar. Öncelikle psikolojik bir baskı oluşturarak, gençlere etek giydirmeyi başardılar. Bu durum, toplumsal normların dışına çıkarak, hedef alınan gençler üzerinde derin bir travma yarattı.
İşin daha da ürkütücü yanı, bu olaya tanıklık eden diğer gençlerin de saldırıya maruz kalma korkusuyla cep telefonlarını kaydetmekten çekinmeleri oldu. Darp sırasında yaşananlar, bölgedeki güvenlik kameraları tarafından kaydedildi ve bu görüntüler, sosyal medyada hızla yayılarak tüm dikkatleri üzerine çekti. Olayın ardından, sosyal medyada, gençlerin yaşadığı travma ve saldırganların cesaretiyle ilgili birçok paylaşım yapıldı. Bu durum, toplumun genelindeki bir sorun olan şiddet kültürüne ve erkek egemen düşünce yapısına bir ışık tuttu.
Olayın ardından, sosyal medya üzerinden pek çok kişi, yaşananları kınamakla kalmayıp, benzer durumların bir daha yaşanmaması adına güçlü bir ses çıkarıldı. Farklı kesimlerden gelen tepkiler, etkin bir toplumsal duyarlılığın oluşmasına katkıda bulundu. Çeşitli kadın hakları dernekleri, olayın üstüne gitmekle kalmayıp, sosyal bir farkındalık yaratmak amacıyla kampanyalar düzenlemeye başladı. Hedefleri, hem mağdurların yanında yer almak hem de önleyici tedbirlerle başka gençlerin benzer bir durumla karşılaşmasını engellemek oldu.
Ayrıca, çocuklar ve gençler arasında şiddetin önlenmesi için sosyal hizmetin güçlendirilmesi gerektiği söylendi. Eğitim kurumlarının, özellikle ergenlik dönemindeki gençlere yönelik bir müdahale programı oluşturması gerektiği vurgulandı. Gençlerin, sokakta kendilerini güvende hissetmeleri için, güvenlik kameralarının artması ve polis varlığının sağlamlaştırılması da önem arz ediyor. Bunun yanında, etek giydirme gibi davranışların cezasız kalmaması adına yasal düzenlemelerin yapılması şart görülüyor.
Sonuç olarak, 'Abinin selamı var' diyerek başlayan bu çirkin saldırı, sadece iki gencin başına gelen bir olay değil, tüm toplumun yaşadığı bir trafmanın ve şiddetin ne denli derinleştiğine dair bir uyarı niteliğinde. Toplumun tüm kesimleri, bu tür olaylar karşısında sessiz kalmamalı; daha güçlü bir dayanışma içerisinde olmalı ve önleyici adımlar atmalıdır. Sadece bu gençlerin değil, her bireyin güvenliğini sağlamak ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti sona erdirmek hepimizin ortak sorumluluğudur.