İsrail ordusu, 2023 yılı içerisinde Gazze’ye yönelik gerçekleştirdiği hava saldırılarıyla uluslararası gündemi yeniden salladı. 10 Filistinlinin hayatını kaybetmesi, bölgedeki çatışmaların boyutunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu saldırılar, hem bölgedeki politik tansiyonu artırdı hem de insan hakları ihlalleri konusunda yeniden endişeleri kamçıladı.
İsrail Silahlı Kuvvetleri, 24 Ekim 2023 tarihinde sabah saatlerinde Gazze’ye yönelik hava saldırılarını başlattı. Saldırının hedefleri arasında İslami Cihad ve Hamas’a ait bazı askeri araçlar olduğu bildirildi. Ancak, bu hedefler arasında sivil yerleşim alanlarının da bulunduğu belirtiliyor. Gerçekleşen bombardıman sonucunda, çok sayıda bina ağır hasar aldı ve bir aile, evlerinin enkazında kaldı. Hayatını kaybedenlerin arasında kadınlar ve çocuklar da var.
Bölgedeki sağlık kaynakları, saldırı sonucu 10 Filistinlinin hayatını kaybettiğini, çok sayıda kişinin de yaralandığını aktardı. Yaralılar, Gazze’nin sağlık tesislerinde acil müdahale için tedavi altına alındı. Filistin Sağlık Bakanlığı, bu tür saldırıların insani durumu daha da ağırlaştırdığını belirterek, uluslararası toplumu müdahale etmeye çağırdı.
Son olay, Birleşmiş Milletler ve bazı insan hakları örgütleri tarafından da kınandı. BM Genel Sekreteri, dün yaptığı açıklamada, “Sivillere yönelik bu tip saldırılar kabul edilemez. Her iki tarafın da daha dikkatli ve insanilik temelinde hareket etmesi gerekiyor.” dedi. Birleşmiş Milletler, Gazze'deki olayların uluslararası savaş hukuku çerçevesinde değerlendirilmeye alınmasını talep etti.
Öte yandan, bölgedeki Filistinli gruplar, İsrail’in saldırılarına karşılık verme tehdidinde bulundular. Hamas yönetimi, "Bu saldırılar, bizi mücadelemizden alıkoymayacaktır. Sağlam duracağız ve onurlu bir yaşam için savaşmayı sürdüreceğiz." açıklaması yaptı. Bu tür beyanatlar, çatışmanın daha da derinleşmesine neden olabilecek bir ortam yaratabilir. Filistinliler, sosyal medya platformları üzerinden de #GazzeİçinAdalet etiketiyle protestolar düzenlemeye başladı. Sosyal medyada, Gazze’de yaşanan olayların görselleri hızla paylaşılmakta. Bu durum, uluslararası kamuoyunun dikkatini bölgeye çekme çabalarının bir göstergesi.
Gazze’deki insani durum ise son derece kritik bir seviyeye erişmiş durumda. Saldırılardan önce de zor şartlar altında yaşayan bölge halkı, mevcut olan sağlık, su ve yiyecek kaynaklarının azalmasıyla karşı karşıya. Yerel sivil toplum kuruluşları, Birleşmiş Milletler’e çağrı yaparak, Gazze’ye yönelik insani yardımların artırılmasını talep ediyor.
Bölgedeki çatışmalar, yalnızca yerel değil, uluslararası düzeyde de yankı uyandırıyor. Türkiye, Katar, İran gibi ülkelerden gelen açıklamalar, destek ve dayanışma mesajlarına sahne olurken, bazı Batılı ülkeler ise daha temkinli bir yaklaşım sergileyerek diplomatik çözüm arayışlarının önemini vurguladı.
Özellikle ABD Dışişleri Bakanlığı, her iki tarafa da itidal çağrısı yaparak, çatışmaların daha fazla tırmanmaması için anlaşmaya varılması gerektiğini belirtti. Uluslararası kamuoyunun glaballeşen bu gerginliğe karşı alacağı tutum ise oldukça kritik bir öneme sahip. Gazze ve İsrail arasındaki müzakere süreçleri, yakın zamanda yeniden gündeme gelebilir. Bunun dışında, yürütülen insan hakları raporları ve olayların uluslararası mahkemelerde ele alınması gündemi de düşündürücü bir konu olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak, Gazze’de yaşanan bu son olaylar, bölgede kalıcı bir barış sağlama çabalarının daha da karmaşık hale geldiğinin göstergesi. Hem Filistinli hem de İsrail tarafındaki liderlerin, bu tür çatışmaların önüne geçmek için uluslararası iş birliği yapmaları elzem hale geliyor. Genç neslin barış içinde ve güvenli bir ortamda yaşaması için çözüm önerileri üzerinde fikir birliğine varılması, iki tarafın da yararına olacaktır.