Hayat sürprizlerle doludur ama bazı sürprizler insanı derinden sarsabilir. Bir kişinin, sağlık raporu almak için gittiği hastanede yaşadığı durum, hayatının en büyük şokunu yaşayarak gerçeği öğrenmesine sebep oldu. Yaşıyor ancak resmi kayıtlara göre 7 yıldır "ölü" görünmekte olan bu birey, belki de herkesin kabusuyla yüzleşmek zorunda kalıyor. İşte bu ilginç ve bir o kadar da trajik hikaye, birçok soruyu da beraberinde getiriyor.
Sevgi dolu bir aileye sahip olan Hasan Demir (41), birkaç gün önce sağlık sorunları nedeniyle hastaneye başvurdu. Doktoru, acil bir sağlık raporu gerektiğini belirtti ve hastanede gerekli incelemelerin yapılacağı söylendi. Ancak, hastane sistemine kaydedildiğinde, Hasan’ın hayat hikayesinin ne yazık ki çok farklı bir kampüs yaşamına başladığı anlaşıldı. Yapılan sorgulamalarda, Hasan'ın 2016 yılından itibaren resmi kayıtlarda "ölü" olduğu bilgisiyle karşılaştı. Bu bilgiyi öğrenmesiyle birlikte, hem sağlık sorunları hem de resmi prosedürler karşısında büyük bir karmaşaya sürüklendi.
Hasan, öncelikle durumu kavrayamadı. Kendisiyle birlikte aile bireylerini de etkileyen bu süreç, ilk başta mizahi bir dille de karşılanmadı değil. Ancak, yavaş yavaş hayatının bütün alanlarını etkileyen bir sorun haline dönüştü. "Bugün sağlığımla ilgili bir sorun yaşadım, ama resmi kayıtlara göre ben ölmüşüm!” diyerek yaşadığı durumu bir nebze de olsa komik bir dille ifade etti ama içindeki bu derin acı ve üzüntüyü gizleyemedi.
Hasan’ın ilk tepkisi, bu durumun verdiği şokla birlikte sağlık sorunlarının da daha da derinleştiğini gözlemlemek oldu. Resmi kayıtlardaki durumu düzeltmek için gerekli adımları atmaya karar verdi. Türkiye’deki resmi dairelerle iletişime geçerek, yaşadıklarını aktarmaya çalıştı. Nihayetinde, nüfus müdürlüğünde yapılan sorgulamalar, bir hata neticesinde bu yanlışlığın oluştuğunu ortaya koydu. Mevzuat gereği, bir kişinin kayıtlardaki ölü durumu düzeltildiğinde, geri dönüşüm süreci birkaç ay sürebiliyor. Hasan, bu dönemde kendi kimliğini kanıtlamak ve yaşamını sürdürebilmek için büyük mücadele veriyor.
Birçok kişi, böyle bir durumla karşılaşmanın ne kadar ciddiyet arz ettiğini kolayca anlayamaz. Çünkü bir bireyin resmi kayıtlarda "ölü" olarak görünmesi, bankacılık işlemlerinde, kira orantılarında, sigorta işlemlerinde ve sosyal yardım başvurularında sırf atanılan yanlış sonuçlar anlamına geliyor. Hasan, bankada yaşadığı sıkıntıları anlatırken, “Bir sorun yaşadığımda açılan hiçbir kapı yok. Nüfus müdürlüğü buna dikkat edelim, bu hem benim için hem de diğer ölü materi kayıtlarda olan insanlar için yaşamı zorlaştırıyor.” ifadesini kullandı.
Bunun yanı sıra, resmi kayıtlardaki durumu düzeltmek için gereken belgeleri toplamaya çalışan Hasan, “Düşünsenize, ben yaşıyorum ama devletin gözünde ben yokum. Bu süreç çok zor bir dönem benim için.” diye ekledi. Zorlu bir süreç geçiren Hasan, sosyal medyada da yaşadığı durumu gündeme getirerek, bakalım birileri bu duruma dikkat çeker mi umudunu besliyor.
Bu olay, resmi kayıtlardaki yanlışlar karşısında birçok insana ışık tutma özelliği taşıyor. Ölü görülmek, sadece bir kişi için değil, aynı zamanda o kişinin ailesi ve çevresi için de büyük bir zorluk kaynağı oluşturuyor. Hastaneler, resmi kurumlar, sağlık sistemleri ve kişiler arası prosedürler, yaşıyor olsalar bile birçok insanı olumsuz etkiliyor ve hayatı zorlaştırıyor. Bu durum Hasan için yaşanması gereken bir dönüşüm ve özne olup olmadığının korunması adına yürütülen bir mücadele.
Sonuç olarak, Hasan’ın hikayesi, hem trajik hem de düşündürücü bir olay olarak gündeme gelmiş durumda. Resmi kayıtlardaki hatalarla yaşam mücadelesi verenlerin sayısının giderek arttığı bu günlerde, sadece bireysel çözümlerin yeterli olmadığı aşikar. Çözüm üretmeleri gereken ilgili kurumlar, yaşanan bu tür olumsuzlukları önlemek ve bir daha tekrarlanmaması adına tedbirler almalıdır. Umarız ki, Hasan gibi kimse bu ve bunun gibi bir sıkıntı ile karşı karşıya kalmaz ve herkes, yaşadığı hayatın gerçekliğini sağlıklı bir şekilde sürdürebilir.