Son aylarda Türkiye'nin birçok bölgesinde etkisini gösteren aşırı sıcaklar, tarım sektörünü derinden etkiledi. Özellikle tarlalarda yaşanan sıcaklıklar, ürünlerin fiyatlarını düşürürken, çiftçilerin de zorlu bir mesai harcamasına neden oldu. Tarlada üzüm, domates ve biber gibi yaz sebze meyvelerinin fiyatları, 40 dereceye ulaşan sıcak günlerde tedarikçilere 5 TL'ye kadar düştü. Ancak bu durum, çiftçilerin yüzünü güldürmedi. Küresel ısınmanın neden olduğu iklim değişikliği, tarım ürünleri üzerindeki olumsuz etkileriyle birleşince, çiftçilerin belini bükmeye devam ediyor.
Yaz aylarında artan sıcaklıkların etkisiyle tarlada çalışan çiftçiler, sabah erken saatlerde işe koyulmak zorunda kalıyor. Havanın en sıcak olduğu öğle saatlerinde tarlalarda çalışmanın zorluğu nedeniyle, çiftçiler genellikle güneşin etkisinin en az olduğu saatlerde, yani sabah 06:00 ile 10:00 arasında ya da akşam 17:00’den sonra işlerine devam ediyor. Ancak buna rağmen, günün geri kalan kısmında yiyecek ve içecek ihtiyaçlarını karşılamak için ara vermek zorunda kalıyorlar. Sıcak hava, bitkilerin su ihtiyacını artırırken, ürünlerin kalitesini de tehdit ediyor. Çiftçiler, sürekli değişen hava koşulları ve düşük fiyatlar nedeniyle büyük bir belirsizlik içerisinde. Çiftçi Ali Yılmaz, “Günlerimiz artık alıştığımızdan çok farklı. Sıcak hava, hem bizim için hem de ürünlerimiz için büyük bir zorluk oluşturuyor. Fiyatların düşmesi de zaten zor durumda olan bizi daha da yıprattı” diyerek yaşadığı sıkıntıları dile getiriyor.
Fiyatların düşmesi, çiftçilerin yalnızca geçimlerini değil, aynı zamanda tarımsal yatırımlarını ve gelecekteki planlarını da tehdit ediyor. Ürünlerin toplanmasının ardından alınan düşük fiyatlar, tarımda devam eden enflasyona karşı çiftçilerin alım gücünü daraltıyor. Uzmanlar, düştüğü bu fiyata rağmen tarım ürünlerine olan talebin devam ettiğini, fakat çiftçilerin malını satarken ciddi zararlara uğrayacaklarını ön görüyorlar. Tarım ekonomisti Dr. Ayşe Kurt, “Eğer bu koşullar devam ederse, çiftçiler borçlarını ödemekte ve yeni sezon için hazırlanmada ciddi zorluklar yaşayacaklar. Acil destekler ve sürdürülebilir tarım uygulamalarına yönelik teşvikler, bu durumu düzeltebilir” açıklamasında bulundu.
Tarımsal üretim ve gıda güvenliği açısından da bu düşen fiyatlar önem arz etmekte. Zira, üreticilerin ihtiyaç duyduğu girdi maliyetlerinin yüksek olması, tarımsal üretimi doğrudan etkiliyor. Mali yüklerin artması ve ürünlerin değer kaybı, çiftçilerin gelecekte üretim yapma konusunda ciddi tereddütler yaşamasına sebep oluyor. Her geçen gün, soğuk hava depolarında bekleyen ürünlerin, raflardaki yerini alması ve sonunda sofralarımıza ulaşması giderek daha da karmaşık bir hal almakta. Türkiye genelinde bu yıl yaşanan aşırı hava koşulları ve dövizdeki dalgalanmalar, tarım arazilerinde yapılan masrafların yükselmesine sebep olmuş durumda. Çiftçiler, sulama sistemleri, gübre, ilaçlama gibi birçok konuda ciddi maliyetlerle karşı karşıya kalıyorlar.
Sonuç olarak, tarım sektöründe yaşanan bu olumsuz gelişmeler, yalnızca çiftçilerin yaşam şartlarını değil, aynı zamanda toplumun gıda güvenliğini de tehdit eder hale gelmektedir. Çiftçilerin karşılaştığı güçlüklerin aşılabilmesi için devletin, tarım politikaları çerçevesinde destekleyici uygulamaları hayata geçirmesi ve sürdürülebilir tarım stratejileri geliştirmesi gerekmektedir. Sıcak hava dalgalarının tarım üzerindeki etkisi, yalnızca üretimi değil, aynı zamanda ekonomiyi ve toplumun genel refahını doğrudan etkileyen bir sorun olarak varlığını sürdürmeye devam edecek gibi görünüyor.