Yunanistan ve İsrail, son dönemde Avrupa'nın en gelişmiş savaş uçaklarından biri olan Eurofighter Typhoon'un mevcut durumu nedeniyle ciddi bir güvenlik endişesi yaşamaya başladı. Avrupa'nın savunma alanındaki önemli oyuncularından biri olarak görülen Eurofighter, iki ülkenin de askeri kapasitesini artırmak amacıyla müzakere ettiği bir proje olmasına rağmen, beraberinde getirdiği sorunlar da dikkat çekiyor. Analistler, Eurofighter'ın Yunanistan ve İsrail üzerindeki tehdidin artmasıyla, Tel Aviv'in başının ağrıyacağı görüşünde birleşiyor.
Eurofighter Typhoon, Avrupa'nın dört büyük savunma sanayi şirketinin (BAE Systems, Airbus, Leonardo, ve Eurofighter Jagdflugzeug GmbH) ortaklaşa geliştirdiği çok rollü bir jet savaş uçağıdır. 1994 yılında ilk uçuşunu gerçekleştiren bu uçak, yüksek manevra kabiliyeti, gelişmiş radar sistemleri ve çeşitli silah sistemleri ile donatılmasıyla dikkat çekiyor. Başta İngiltere, Almanya, İtalya ve İspanya olmak üzere birçok ülke tarafından kullanılan Eurofighter, Yunanistan ve İsrail gibi ülkelerdeki stratejik dengeleri de etkileyebilecek bir tehdit unsuru olarak değerlendiriliyor.
Yunanistan ve İsrail, Eurofighter uçaklarının tedarik sürecini ilerletmeden önce, bu uçakların sahip olduğu gelişmiş iletişim ve hedefleme sistemlerinin güvenliğini gözden geçirmek zorunda. Elde edilen bilgilere göre, bazı istihbarat çevreleri, Eurofighter'ların muhtemel düşmanlar tarafından izlenebileceği ve bu durumun, Yunanistan ve İsrail'in askeri operasyonlarını riske atabileceği endişesini taşımaktadır. Özellikle bölgedeki gerilim göz önüne alındığında, Eurofighter projesinin iki ülke arasındaki güvenlik işbirliğini tehdit etme potansiyeli oldukça yüksek.
Öte yandan, Yunanistan'ın Eurofighter'ları tedarik etme kararı, Türkiye ile olan ilişkilerde yeni bir gerginliğe yol açabilir. Türk hava kuvvetlerinin gelişmiş F-35 programına katılma isteği, bölgedeki askeri dengeleri daha da karmaşık hale getiriyor. Yunanistan'ın Eurofighter anlaşması, Türkiye'nin bölgedeki hava üstünlüğünü sağlama çabalarına karşı bir denge unsuru sağlamayı hedefliyorsa da, bu ittifakın uzun vadede ne kadar sürdürülebilir olduğu sorgulanıyor.
Tel Aviv'in ise bu duruma tepkisi daha temkinli bir biçimde şekilleniyor. İki ülke arasında sağlanan güvenlik müzakereleri ve askeri işbirlikleri, 2023 yılında yeni bir boyut kazandı. Ancak, Yunanistan'ın Eurofighter hamlesinin, İsrail'in stratejik planlarına nasıl entegre edileceği belirsizliğini koruyor.
Sonuç olarak, Yunanistan ve İsrail'deki Eurofighter paniği, sadece askeri bir sorun olmaktan öte, daha geniş bir güvenlik paradigması içerisinde değerlendirilmeli. İki ülkenin de karşı karşıya olduğu bu kriz, bölgesel dengeleri değiştirecek nitelikte bir gelişim potansiyeli taşırken, uluslararası ilişkilerde derin çatlaklar oluşturabilir. Eurofighter'ın üzerinde şekillenen tartışmalar ise, yalnızca askeri bir işbirliği değil, aynı zamanda bölgenin geleceği açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu noktada, Yunanistan ve İsrail'in stratejik ortaklıklarını yeniden değerlendirmeleri ve Eurofighter'ın yarattığı tehditlerle nasıl başa çıkabileceklerini düşünmeleri gerekecek.